TÜRK
HALK OYUNLARI KATALOĞU BAR:
Doğumuzun
Bar adı, belirli figürleriyle tek oyunun adı değil, bir oyunlar zümresinin, sıra
oyunu zümresinin toplu adıdır. Çeşitleri Türkler elinde artmıştır. Türkçe'de
"r" ile başlayan kelime sözlükte bulunmadığı ne kadar meşhursa "r"
harfiyle biten tek hecelinin veya ilk hecesi "r" ile biten kelimelerin
"ğ" ile dığdığıya (ses değişmesine) uğrayışı da o kadar çok görülür.
Doğumuzda bu "r" tam çatlatılarak sağlam durduğu halde, Batı Anadolu'ya
gelindikçe dığdığı köylü dilinden emsal kelimelerde başlar. Meselâ, şu Rumeli
türküsünde bağ yerine "bar" kullanılmıştır. Bahçeye
bar diyemem Ayvaya nar diyemem Alıştım ben güzele Çirkine yâr diyemem Gerçekten
de Rumeli Türkçesinde "ğ" ye dönüş dığdısı hiç yer bulamayıp "r"
ler sağlam durur. Bu hal Doğumuzdaki gibidir. Bağdaş kurmak sözü Rumeli'de aslına
uygun olarak "bardaş kurmak" tır. Rumeli türküsü: Harman
yerini süpürdüm Bardaş kurdum ben oturdum Kahırlanma elâ gözlüm Ben
askerliğini bitirdim. Fakat,
Anadolu'da ayrıca "oyunda tutulan eş" anlamına "bardaş" sözünü
"bağdaş" söyleyen yerler Batıya doğru vardır. Dığdığılı olanı ikinci
merhaledir. Azeri Türkçesinde de aslına uygun Bardaş'a bazı köylerin halkı bağdaş
derler. Bardaş Kırgız Türkçesinde bile vardır. Şu halde, "bar" kökü
"bağ" da olabilmiştir ki her yerde eş, dost, arkadaş demektir. Erzurum
barcıları Barları yalnız ve yalnız "tutmak" yardımcı fiiliyle kullanırlar:
Bar tutmak, arkadaş edinmek. Bağ,
hep bilindiği gibi sap, küme, horum, eski Türkçe'de üzüm kütüğü vs. anlamları
da vardır: Bağ tutmak, elele bağlanarak sıra kurmak demek olur. Çağatay Türkçesi'nde
"barlamak" düzeltmek, tertip tanzim etmek, zapt ü rabt altına almak
demektir. Fiilin "bar" kökü tertip, nizam, dizi ve sıra demek olur:
Bar tutmak, sıra kurmak, sıralanmak demektir. Asya'da "bağmak" fiili
bağlamak ile anlamdaş olarak vardı. Bizde "barmak" fiili korumak anlamdaşı
olarak eskiydi. Barınak ondan gelir, fakat fiili çoktan mehcurdur (unutulmuştur).
Şu halde, barmak fiilinin dığdığısı bağmak idi. Bar ile bağ bunda da birdi. Barış
ve bağış sözlerimiz anlamca epey uzaklaşmış bulundukları halde, asılda aynılıklarına
inanıyoruz. Anlamları dığdığı çatallandırabilir, hatta inceleştirebilir. XIV.
yüzyıldan bir Anadolu metninde "eş ve benzer" anlamına beğdeş imlâsı
görülmüştür ki aslı "berdeş" olmalıdır. Aydın
havalisinden Germencik ilçesinin Ortaklar bucağındaki Kızılcapınar köyü eski Alevilikten
müdevverdir (devredilmiştir). Parmak'a nesillerdir "barmak" diyegeldikleri
halde, şimdi okuryazarları parmak demeye alıştılar. Fakat o köyün yakın sünni
köylerinde "bâmak" yahut "barmak" denir. Bardağa "bâdak",
var yerine "vâ" diyorlar. "Bâdakçı, tavacı vâ!" Gezgin bir
satıcının o köyler arasındaki tanınmış satış nidasıdır. "Vâmak", varmak
demektir. Denizli'nin Davaz bucağından köylünün şu sözü bir şakalaşma nüktesidir:
"Meemet, âmut âcının dibinde bâdak vâ, bâdağın içinde bö'mez vâ, al da gel!"
(Mehmet, armut ağacının dibinde bardak "testi" var, bardağın içinde
pekmez var, al da gel!" Şu da o havalidendir: Bâdakda
bö'mez Gözeli kim öpmez? Manisa'nın
köylerinde mesela yorgan ve parmağa; yogan, bâmak derler. Şu halde oralarda bar
kelimesi "bâ" veya "bağ" dığdısına uğrayacaktı. Anadolu'da
Bayburt havalisinden bu yana sıra oyunu anlamında ne Bar ne de bağ şekli geçerlikte
veya metinlerde yoktur. Fakat, bardaş ve bağdaş ikizliği anlamdaşlıkla yer yer
yaygındır. Metin taramalarında "Bar Oyunu" izine düşülmesi belki mümkün
olur. Büyü,
sihir anlamıyla ilgili "bağı, bay, baymak, bağmak" gibi çoktan mehcur
(unutulmuş, terkedilmiş) sözler, bizde kullanılmış olduğu ve Asya'da Şamanlıkla
ilgili oyunlar bulunduğu için bu eski kelimelerin "bar" dan dığdığılığı
ayrıca araştırılmaya değer. Çağatay Türkçesi'nde "bay" bağlayacak sap
veya bağlı bağ, "baylamak" da onun fiili ve bağlamakla birdir. Bizde
"göz bağcı"büyüleyici demekti. Büyü, Asya'daki "büyi (oyun)"
kelimesini andırıyor. Oyun
anlamındaki "bar" kelimemizin pek eski yaygınlığını yer adlarımızda
damgalı görmek mümkündür: Erzurum'un Tortum ilçesinde Bar köyü, Sinop'un Gerze
ilçesinde Barcı Köyü, Giresun'da Barça Köyü, Diyarbakır'da Barı Köyü, Sivas'ın
Suşehri ilçesinde Barüüzir Köyü vardır. Barzan (Barcı) adlı iki köy Siirt tarafındadır.
Bar Köyü Van'ın Gevaş ilçesindedir. Barcı Köyü Ordu'nun Mesudiye ilçesindedir.
Anadolu'da sırf çalgıcı ve oyuncu yetiştirerek geçinen köyler bulunduğu için üsttekilerin
de bir zamanlar o cümleden olmuşluğu akla geliyor. Kısacası eskiden Barların sahası
belli ki genişti. Asya
Şamanlığında Şaman davulunun bir adının "bar" oluşu, bu davuldaki rumuzlardan
birine ve davulun sapına "bar" denilişi ayrı bir araştırma konusudur.
Erzurum Barlarından biri Davul Barı'dır. Davulcu çalarak oynar. "Bar"
ile "barı" birlikte düşünülmelidir. Nasıl ki bağ ile bağı ikizdirler.
Bar ile Barı en eski Türk diyaleklerinde birlikte bulunuşu ifade ederler ki sıra
oyununda da bu hal esastır. Yenisey yazıtlarında "bağ" bu anlamda vardır.
Nihayet, Bar sözü kendi tarihinin belirli bir merhalesinden sonra "büyi"nin
yerini Doğu Anadolu'da anlamdaşlıkla tutmuş olabilir. Türkçe'liği kesindir. Bazı
doğu illerimizde toplu oyun çeşitlerinin genel adı Bar'dır. Ağrı'dan
Diyadin ilçesinin bütün köylerinde Bar, davul, zurna refakatinde yürütülen 15-20
kişilik kadınlı erkekli karma oyundur. Delikanlı ve kızlar hayat arkadaşlarını
çoğu zaman bu oyunlarda seçerler. Bingöl'den
Kiğı ilçesinin Azakpert köyünde Bar veya Horan adlarıyla yapılan beş kişilik toplu
bir oyun vardır, erkeklere mahsustur. Kuzeydoğudan alınmalığı adlarından bellidir;
kimi Bar kimi Horan diyorlar. Aynı ilçenin Çerme köyünde görülen şu çeşitler de
kuzeyden gelme olabilirler: Koçeri, Aşırma, Üç Ayak, Timur Ağa, Diz Kırma, Kip
ve Bulanık. Cümlesi davul zurna, yahut saz ve tef ile 3-17 kişi kadınlı erkekli
karma halde oynanırlar. Muş'un
Bulanık ilçesinde Bar 10-15 veya 20 kişilik davul zurnalı sıra oyunudur. Kadınlar
erkeklerden ayrı oynarlar. Varto ilçesinde de vardır. Bir kadın, bir erkek sıralanıp
10-20 kişiyle davul zurnaya uyarak yürütürler. Aynı ilçede bir de Berite (Birite)
oyunu vardır. Kars'ın
Göle ilçesinde yerin genişliğine göre 8,10 veya 15 kişi tarafından yürütülen Bar'da
kadınlı erkekli karma dizi tutulur ve davul zurna ile yapılır. Sarıkamış ilçesinde
de Bar, davul zurna ve türküleriyle karma olarak yürütülür. Nispeten sade figürlü
çeşitleri olduğu için seçkin oyuncu aranılmayıp herkes halkaya katılabilir. Erzurum'un
Oltu ilçesinden Oltu köyünde yalnız erkeklerce Bar tutulur ve davul zurnayla oynanır.
Aynı köyde Şeyh Şamil oyunu da vardır. Davul zurna veya mey eşliğiyle yürütülür,
tek erkek oyunudur. Bar'da
barbaşı, onun yanında koltukaltı ve sonda pöççük yer alırlar. Kars'ta
40 kadar Bar çeşidi tespit edilebilmiştir. Orada Halay da birkaç çeşitlik bir
zümre teşkil etmektedir. Kars Yallısı, Iğdır Yallısı, Şüregel Yallısı, Çıldır
Yallısı gibi yer adlarıyla isimli çeşitler yalnız Kars bölgesinde karşılaşılan
bir zümredir. Yallı ve Halay tabirleri arasında uzak mâzide münasebet bulunmuş
olması mümkündür. Zamanla belki bir metatez değişimi vukua gelmiştir. Kars
Barı, Kağızman Barı, Ardahan Barı, Posof Barı (Poshov), Iğdır Barı, Çıldır Barı,
Bardız Barı, Ahıska Barı, Gümrü Barı hep oraların yer adlarına göre çeşitlerdir.
Bu mahalli Barlar yanında Erzurum tarafından gelme malum çeşitler de Kars havalisinde
davul zurnayla oynanır. Yaşlılar
Millet ve Timurağa Oyunlarının Kars ve Erzurum taraflarından Rize'ye geldiğini
söyledikleri gibi, Erzurum'un bir iki oyunu da Karadeniz'den o mıntıkalara geçmişlerdir.
Güney, kuzey, doğu ve batıdan karşılıklı intikal ve etkileşmeler olduğu anlaşılıyor. Bar
tabiri güneydoğudan pek içerlek bucaklara kadar yaygın değildir. Mesela Hakkari
taraflarında yoktur. Hoşbilezik,
Daldalan, Tamzara ve Köroğlu barlarının sözleri de vardır. Oyunların
sıralanışında düzüm farkları olabilir. Misal olarak üç ayrı dizi tespit ettik
ki üçü de makbul imiş: 1.
Başbar, Dello, Sekme, Hoşbilezik. 2. Sarhoş Barı, Dikine Bar, Sekme, Hoşbilezik,
Köroğlu ve Dello. 3. Aşırma, Narı, Hikâri, Hançer Barı. Hoşbilezik Altun
yüzük hoş bilezik Kollar nazik uy uy Ben yarimden ayrıldım Bana yazık
uy Daldalan Daldalar
daldalar kız ninen geldi Kız ninen değil o, kaynanan geldi Tamzara Lilli
lilli tamzara Nenni balam Tamzaranın elleri Tombul beyaz elleri Köroğlu Köroğlu'nun
kör piçağı Ayvaz'ın gümüş piçağı Yerde sürünür saçağı Ayvaz
yiğitler koçağı Vur Ayvazım vur Kır Ayvazım kır Dön Ayvazım dön
|